Ersin Karabulut konuğumdu geçtiğimiz hafta. Sandıkiçi albümünün kapağına kendini çizmişti böyle benim için, 'Naber Gülay?" diye. Babacık da duvara yapmış aynısını... Çöp adam çizemeyen kadının yetenikli kocası....
Kızım Saadet'e 'Adet' diyo:) Çok hoşumuza gidiyor. Hatta bazen evde 'Saadet nerde?' diye soruyorum, 'Gittiiiiii' diyor, sonra takılıyor plak gibi: Adet Adet, Adet....
İki hafta geçti, Ayşe Duru hala topallıyor. Dayanamadık, dün ortopetiste gittik. Çok şeker bir amcaydı profumuz. Ve Raporuna kocaman NORMAL yazdı kızımın. Hiçbirşeyciği yokmuş... Çıkışta keyfimiz yerindeydi. Burası da hastanenin otoparkı. Ne otantik yer yahu, film platosu mübarek...
İşte yine bir pazartesi. Benim concon sabah mesaisinde. Odamı bir görseniz... Durunun bebeği, Durunun tavşanı, durunun biberonu, bezi, alt değiştirme minderi...
Ama o kendini büyük sanıyor. 'Şu sandalyenin boyuma göre olanı yok mu?'
Bu resimlerdeki yüzü gözükmeyen fıstığın adı Elocan:) Benim manevi kızım... Kızımın da ablası dolayısıyla....
Kendisi bir beden eğitim uzmanı. Fitness, pilates, masaj, ne ararsan var. Geçen gün bizim conconu yakaladı. Dedi ki, selüitlerin var, gel biraz çalıştırayım seni...
Duru'nun hayatımıza girmesinden sonra, arkadaşlarımlla geçirdiğim kısıtlı zamanlar, daha da değerli hale geldi... İşte güzel arkadaşlarımdan bazıları... Burada fotoları olmayanlar! Unuttum sanmayın... İyi ki varsınız...