Perşembe, Kasım 04, 2010

Anne ile baba da pek mutluydu...

 İnekler...
 Yollar...
 Samanlıklar...
Dağlar ve sis...
İnsan düşünmeden edemiyor, nerede doğduğunuz kim olacağınızı nasıl da belirliyor önceden... Şimdi gel de kader yok de bakalım...

Köylü güzeli...



 Perihan Yenge'nin küçükken torununa diktirdiği elbiseler varmış, entari-şalvar falan...
 Deneyelim mi dedi, atladım tabii:) Ve ta taaaaaaam:) Şu güzelliğe bakar mısınız!!!!




Yem zamanı

 Sabah kahvaltısı sonrası... Üzerimizde eşofmanlarımız, koşa koşa tavuklara yem vermeye gittik. Akşamdan beri heyecanla bu anı bekliyordu meleğim...
 Nasıl sevindi, tavuklar uyanmış diye! Perihan yengenin verdiği yemleri serpmeye başladık ana-kız.
 Bizimki hafiften ürkek...
 8 kilometre uzaktan atıyor yemleri, şuna bakar mısınız...
Nedeni de bu horoz efendi! Zira fena tepeledi meleğimi! Fena kızdım. Ama Perihan Yenge bayramda keseceğim bu horozu deyince de içim acıdı... Yufka yürek nolucak!

Biz köye gittik...

 Burası babamın doğduğu köy. Bolu Mengen'e bağlı Elemen köyü...
 Kızımla kocam ilk kez geldiler köyümüze.
 
 İsli puslu ve de yağmurlu bir havada buluştuk köy yollarıyla..
Dilime dolandı taaa çocukluğumdan gelip beni bulan o şarkı:
Orda bir köy var uzakta
O köy bizim köyümüzdür
Gitmesek de, görmesek de
O köy bizim köyümüzdür...

Gittik ve gördük...
Bizim köyümüzdü:)))

Diyorum, kokoş işte!

 Bu seneki rengimiz mor:)
 Altındaki hala 9 aylık eteği, nasıl inceldi beli falan anlamadım:)
 Saçlarının örgüsünü yerim ben senin:) Annesiyle radyoya geldiğinde, o da annesinin kuaförüne gidiyor artık:) Hem de hiç kıpırdamadan oturuyor! Duru gibi 'Durmu' lakaplı bir çocuk için inanılmaz!!!
Saçını kim yaptı diyenlere de 'Kadir' diyor kırıtarak:)

Küçük sıçan:)

 Ekim ayında yağmurlu bir gün... Baba-kız sırılsıklam olmuşlar...
 Baba da küçük sıçanı cep telefonuyla bol bol fotoğraflamış.
 Anne olmak garip 1 şey. Her gören ay ne şirin falan diyor, benim içim acıyor her baktığımda bu fotoğraflara
'Çok üşümüş müdür acaba?' 'ya hasta olsaydı...' diye...
 Ama hatunun keyfi yerinde görüldüğü üzre:)))

40 gün 40 gece doğumgünü

 Tamam 'prenses' dedik ama, 40 gün 40 gece de doğumgünü olmaz ki ama... Bu da Saadet'ten:)
 Neyse en azından bu doğumgününde ailecek bir fotoğrafımız oldu. Gerçek doğumgününde kimsenin aklına gelmemiş bizi birlikte çekmek!!!
 Nasıl seviniyor komik şey ya:)

Çarşamba, Ekim 27, 2010

Dostluk...

Bak annecim, bu adam benim hayatta en değer verdiğim insanlardan biri. Çok huysuzluğumu çekmiştir, çok da kavga etmişliğimiz vardır kendisiyle. Ama en zor anlarımda, düştüğüm yerden kalkmam için uzanan bir el, gözyaşlarımı akıtacak bir omuz olmuştur... Tek kusuru biraz vefasız olmasıdır. 40 yılın başı arar sorar olsa da artık, o senin 'dayın' kızım...

Cuma, Ekim 22, 2010

Ve doğum günümüz...

 Beni dünyanın en güzel ünvanına kavuşturan, beni 'anne' yapan meleğim.... 2. yaşın kutlu olsun...
 Hep böyle gülümse...
 Heyecan duy...
 yaşama sevinciyle çarpsın kalbin...
 İyi ki doğdun...

Doğumgünü sabahı...

 Doğum günümüz aslında ayın 15'i ama biz 40 gün 40 gece kutladığımızdan, 16 Ekim'de aile büyükleriyle bir araya geldik bizim evde:) Bu da o günün sabahı... Bakmayın bu kadar sakin göründüğüne... Aralarda, babasını da beni de deli edecek kadar, yorucuydu kendisi!!!

 Sonunda da yorgunluktan halının üzerinde çizgi film izlerken uyuyakalmış...
Ardından yine canlanıverdi 45 dakika sonra!
O benim 'Yenilenebilir enerji'li meleğim, hatta Durucell'im:)))

Yaz'la buluşma...

 Bu sefer öncekilerden daha kısa bir ara oldu iki buluşma arasında. Yaz sona ererken, bulduk güzeller güzeli Yaz'ı:)
 Çay içtik birlikte. Tabii onlar oynadı, biz iki kelime edemedik canım arkadaşımla!
Duru oynarken Yaz'ı itip düşürdü. Biz de açıklamaya çaalıştık durumu ikisine de. Bizimki bayağı üzülmüş ama. Aradan o kadar gün geçti, dün Divan'ın önünden geçerken, içeriye baktı. Yüzünde hüzünlü bir ifade, dersin büyümüş de küçülmüş! Sonra bana döndü, 'annecim, ben Yaz'ı düşürmüştüm di mi?' Ama ağladı ağlayacak zilli... Bir araya gelsinler hemen Deniz'cim. Anlaşılan Durukuş'un Yaz'a kocaman bir sarılası var, özür maiyetinde! Öperim...