Cuma, Ekim 22, 2010

Anne Kaş'ta

 İnsan bazen, içinde olduğu sabahı akşama, akşamı yine sabaha bağlayan o rutinden sıkılır. Hatta bazen üzerindeki yük öyle ağır gelir ki, üzerindeki elbiseden sıyrılır gibi çıkarıp atmak istersin taşıdıklarını. Ve geri döneceğini bilsen de (ki hiçbir zaman sonsuza kadar kaçıp gitmek istemezsin, çünkü sevdiklerinden kopamazsın) kaçıverirsin... İşte anneciğinin yıllardır sırt çantasını alıp öyle kaçışları vardır. Evet, belki yeni bir ülke bulamazsın ve evet bu şehir arkandan gelecektir ama... İyi gelir işte, deniz...
 Güzel bir mekanda arkadaşlarla birlikte olmak...
 Ve bir dostla omuz omuza oturmak...
Bu defa yeni bir deneyim daha yaşadı annecik...
Garsonluk yaptı! Evet, tam 6 gece! Ve 2 şey öğretti ona bu deneyim.
1- Bir beyin işçisi için bir beden işçiliğinin ne kadar farklı olduğunu... Geceleri yattığımm yeri bilemedim:) Ne dert kaldı, ne hüzün:)
2- 'Ego'lardan sıyrılmayı. Kimsenin önemsemediği, hatta zaman zaman yok saydığı bir konumdasın o an çünkü. Ne yaptığın, yaşamda nerede durduğun, na başardığın, ne hayal ettiğin, kimsenin umrunda değil...
Hiçbir zaman garsonlara kötü davranmadım ama, artık daha çok ilgileniyorum onlarla...

İşte iki deneyim, iki kazanım...
Sağol Banu patron:) :) :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder